HAKKIMIZDA

05 Haziran 2018

Nerede bir ‘tarafsız yayın’ görsek bir şüphe kaplar içimizi…
Çünkü medyada tarafsızlık, söz konusu olamaz, olmamalıdır.
Örneğin:
Dünyanın ağabeyliğine soyunmuş bir ya da birkaç büyük devlet(!), sözünden çıktığı için, planını bozduğu için, kafasını kaldırdığı için, ‘demokrasi götürmek için’ bir geri kalmış(!) devleti bombaladığında…
Bir patron, sendikaya üye olduğu için, insanca yaşanacak bir ücret talep ettiği için, hakkı olana sahip çıktığı için yüzlerce işçiyi kapı dışarı ettiğinde…
Bir siyasetçi, halkın gözünün içine baka baka yalan söylediğinde; halkı göz göre göre sefalete, açlığa, işsizliğe mahkûm ettiğinde…
Nasıl ki ‘tarafsız’ olmuyorsa, medya da bu gerçekleri halka anlatırken tarafsız olamaz…
O nedenle, nerede bir ‘tarafsız yayın’ görürsek, anlarız ki aslında o yayın tarafsız değildir, sadece tarafını açık açık söylemeye cesaret edemiyordur, hepsi bu…
İstesek de, istemesek de toplum sınıflara bölünmüştür…
Ve istesek de istemesek de, bu sınıflardan birine yarar getiren, ötekine zarara getirecektir…
‘İkisine de yarar getirecek bir şey yok mudur?’, ‘Orta bir yol bulunamaz mı?’
Hayır!
Bir cinayet, sadece öleni ve öldüreni değil, cinayete şahit olanı da ilgilendirir…
Ve eğer bir cinayete tanık olduysanız, artık tarafsız olma şansınız yoktur…
Ya ‘susar veya yalan söylersiniz’, cinayeti işleyenden taraf olursunuz…
Ya da olanı olduğu gibi, NEYSE O haliyle söylerseniz, cinayetin kurbanından taraf olursunuz…
Bunun içindir ki, Neyse O;
Tarafsız olmak için değil; haklıdan, doğrudan, halktan yana TARAF OLMAK İÇİN yola çıktı…
Parası olanın değil, haklı olanın; güçlünün değil, gücünü halktan yana kullananın sesi olma amacıyla yola çıktı…
Patronu yok… Sahibi yok…
Doğruları var… İlkeleri var…
Yalana dolana son, neyse o!