İşçi ve Sendika’dan… Grevi yanlış anlamayın, size karşı değil

İşçiler sarı sendikacılardan kurtulmadığı sürece bu örnekler daha çok yaşanacak.

01 Şubat 2022 0

Bakırköy de bir grev vardı. Grev, grevin olmazsa olmazlarından çok uzak yürüdü ve sonuç satış oldu.
Belediye-İş Sendikası Bakırköy Belediyesindeki grevin 95. gününde satışı gerçekleştirdi.

2020 yılı için %6, 2021 yılı için %8, 2022 için ise %11 üzerinde sözlü olarak anlaşma sağlanmış. Sendikanın “Kırmızı çizgimiz” dediği atılan işçilerin geri alınması, sözleşmeli işçilere iş güvencesi hiç konuşulmamış. Grev sürecinde atılan iki işçi geri alınmadı.

İşçilerin, isteklerini işverene kabul ettirebilmek amacıyla yasaların öngördüğü biçimde, işlerini hep birlikte bırakmalarına ‘grev’ adı veriliyor.

Grev yapılan işyerinde, iş durmuyorsa orada grev yoktur, işçileri oyalamak vardır.

Zorunlu greve çıkış

Bakırköy Belediyesi sendikaya sıfır zam dayattı. Belediye-İş Sendikasına başka yol kalmadı. Sendika mecburen greve gitti. Sorun sıfır zamdaydı.

Normal koşullarda sendikasız işyerlerinde dahi yüksek olmazsa da yıllık zamlar yapılır. Ama sendikanın olduğu bir işyerinde sıfır zam dayatması varsa işte bu durumda sendikaya bakmak gerekir.

En başta şunu belirtelim, işçilerin ücretleri öyle kamuoyuna anlatıldığı gibi yüksek değil.

23 yıllık işçi 6.400, 20 yıllık işçi 5.000 TL maaş alıyorum diyor. 4.000- 3.800 TL aldığını ifade eden işçiler var. Ve sayıları da az değil. Belediyede çalışan taşeron ve KYK’lı temizlik işçilerinin aldığı ücretler 2.700-3.600 TL arasında. (2022 asgari ücretin belirlenmesiyle birlikte o işçilerin ücretleri 4.253 TL oldu)

Belediye-İş açıklamalarında 2020 yılında İstanbul belediyelerinde yapılan TİS’lerde ki 2020’de %13.60, 2021’de % 15.55 oranlarındaki zamma yakın rakamlar istediğini açıklamıştı (Enflasyon oranın % 80’in üzerinde olduğunu kabul edip TÜİK’in gerçek olmayan enflasyon oranlarındaki zammı istemişler).

Buna karşılık Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nu ise “sıfır zammı” dayattı. Olmaz dedi.

Sonraki görüşmelerde Belediye yönetiminden 2020 yılı için %3, 2021 yılı için % 5, 2022 için ise % 7 zam önerisi oldu.

Oyun başladı.

Oyunda neler vardı?

İşçi ve sendika düşmanlığı var…

Yasal grev sürecinde iki işçinin işten atılması, işçilere sıfır zam dayatılmış olması başlı başına işçi ve sendika düşmanlığıdır. Yasa tanımamazlıktır. Bu durumu ancak sınıf sendikacıları sorun eder.

Grev kırıcılığı vardı…

Belediye Başkanı; “Bakırköy Belediyesinde 2 binden fazla çalışan var. Şimdi 140’a yakın kamu işçisi arkadaşımızın eylemi var (Sendika toplamda 1690 çalışan bunlardan grev kapsamında 350 greve katılan 250 kişi var diyor) Belediye tiyatrosu olan Bakırköy Belediye Tiyatrolarındaki çalışanların bir kısmının eylemi söz konusu. (Sendika tiyatro, temizlik, fen işleri, sağlık, park bahçeler ve başkanlık birimleri olmak üzere toplamda 6 birimden kadrolu işçilerin başlattığı grev diyor).

Belediye Başkanı devam ediyor “bu da belediyenin hizmetlerini asla aksatmaz. Yaklaşık 100-150 arkadaşımız grev kararı aldı eylem yapıyor ama geride kalan 1850 arkadaşımız yine iş barışıyla, iş disipliniyle, uyumuyla belediye hizmetlerini devam ettiriyor.” İşte olay tam da burada başlıyor. Grev yapılan işi durdurmuyor iş devam ediyorsa grevin bir anlamı kalmıyor.

Bu anlamda Bakırköy Belediyesinde grev kırıcılığı yaptı. Bizzat bunu Belediye başkanın kendisi itiraf etti.

Belediye Başkanı itiraf ediyor ama Sendikanın bu grev kırıcılığını durdurmaya yönelik bir mücadelesini yada tavrını göremedik.

Sendika, iş yapan işçilerin grev kapsamında olmadığını ifade etti. Grev kırıcılığı böyle yapılır zaten.

Grev, işçiler ve sendikayla dalga geçmek vardı.

Bakırköy Belediye Başkanı, Belediye İşçilerinin grev çadırına gidiyor, Belediye-İş sizin için çok mücadele ediyor, bundan emin olabilirsiniz. Grev süresince maaşlarınızı sendika ödüyor. Sendikaya da fazla yük olmayalım, diyor. Sendikayı düşünen ve öven bir patron vardı. Ama aynı patron işçilere sıfır zammı dayatıyordu.

Belediye Başkanı grevle, işçiler ve sendikayla dalga geçti. Sendika yönetiminin buna karşıda sesi çıkmadı. Çünkü CHP’li diğer belediyelerde gelebilecek üyelikleri de düşünüyordu. Mesela Ankara Büyükşehir Belediyesinde ki işçileri. Belediye başkanlarını kızdırmamak gerekiyordu.

Sendikacılığa güvensizliği artırma çabası vardı…

Oyun devam ediyor. Yıpranacaksa belediyedeki rakip sendikalarla birlikte tüm sendikalar yıpransın.

Belediye Başkanı Grevde ki uyuşmazlığın sebebini Belediye-İş ve Genel-İş Sendikası arasındaki rekabete attı.

Şöyle diyordu;

“İki sendika birbirinin yetkisinin olmadığına dair konuyu mahkemeye götürdü, konu iki yıldır mahkemedeydi. Mahkeme nihayetlendi ve Belediye-İş toplu iş sözleşme yapma yetkisi aldı. Süreç son iki yıldan beri bir hukuki süreçti, bugün geldiğimiz noktada biz de toplu iş sözleşmesi yapmak arzusundayız fakat arkadaşlarımız, geriye dönük iki yıllık toplu iş sözleşmesi yapmak istiyorlar. Oysa bu iki yıllık mağduriyetin sebebi Bakırköy Belediyesi değil, aksine iki sendikanın birbiriyle olan mücadelesi.” Belediye Başkanı iki sendikayı karşı karşıya getirmiş. Ne acıdır ki de tüm belediyeler de olduğu burada başarılmış. Ve iki sendikada CHP’yi karşısına alamadığı için Belediye Başkanın kontrolüne girmiş durumdalar.

İki sendikada bu konuda sus pus. Onlarda biliyorlar ki Belediye Başkanına cevap verseler, cevaplarına verilecek cevabın altında kalırlar.

Buradaki temel sıkıntı iki sendikanın çarpışması değil sorun icazetli, sarı sendikacılıktır. Ve sendikal mücadelenin olmamasıdır. .

Bir grevde olmazsa olmazlardan biride TİS kapsamı dışındaki işçilerin ve o işçilerin varsa sendikalarını da sürece dâhil edilmesidir. Bakırköy Belediyesinde bulunan, Tüm Bel-Sen, Genel- İş’ten ses çıkmadı. Eğer o iki sendika bu greve destek vermemiş yada engelleyici tutum içinde olmuşsa teşhir edilmelidir. Ne Belediye İş’in ne de diğer sendikaların buna yönelik bir girişimi olmadı. Belediye-İş Sendikasının satış sözleşmesinde bu iki sendikanın da rolü vardır.

İcazet arayışı vardı…

Bir greve grev diyebilmek için zorunlu işler dışında işin durmuş olması gerekir. Bu yoksa yapılacak hiçbir şey sonuç getirmez. CHP Genel Başkanı ile İBB Başkanı ile görüşmek, randevu almaya çalışmak icazet arayışından başka bir şey olamaz. Grevi etkili hale gelecek ki muhataplar ortaya çıksın.

Bakırköy Belediyesindeki grevde asıl işvereni sıkıştırmak yerine dolaylı eylemler yapıldı. CHP ilçe başkanlığı işgal edildi. Bakırköy Belediyesine yönelik bir girişim olmadı. İşgal bir çözüm olarak görmüşlerse belediye binası neden seçilmedi?

Boğaz Köprüsüne pankart asıldı. Bakırköy Belediyesi yönetimi bundan ne kadar etkilenebilir?

Bakırköy Belediyesi 95 günlük grevde hiç etkilenmedi. Belediye İş sarı sendikal anlayışıyla grevi işçilerin aleyhine yürüttü.

Belediye-İş Sendikası yönetimi Bakırköy Belediyesinde daha greve gitmeden bir kaç gün önce, konuyla alakasız olarak CHP Genel Başkan yardımcılarından Onursal Adıgüzel ile görüşüyor. Mesaj net, grevi yanlış anlamayın. Sıfır zamma karşı mecbur kaldık. Siz ne derseniz o. Ve grev boyunca izlenen yol bu oldu.

Ve onların dediği oldu. Bakırköy Belediyesinde ki grev de klasik sarı sendikacılık örneği yaşandı. TÜİK’e göre enflasyon oranı %36,08 iken, 2020 yılı için %6, 2021 yılı için %8, 2022 için ise %11 oranlarını kabul ettiler. Belediye-İş aidatlarını kurtardı. Sonra, işçilerin grevi bitirme yönünde kararı olduğunu belirten sendikacılar “Ben işçileri buraya getirmek için zorlayamam.” diyerek suçu işçilere attılar.

İşçiler sarı sendikacılardan kurtulmadığı sürece bu örnekler daha çok yaşanacak.

İşçi ve Sendika Diğer Yazıları
BENZER KONULAR
YORUM YAZ